Şimdi yükleniyor

Aile Yapısını Anlamak: Kurallar, Roller ve Sınırların Terapötik Analizi

Aile toplumun en kıymetli birimidir. Aile yapısı ise bir saatin parçaları gibi belirli hususlardan oluşur, yapısal aile terapisine göre bunlar: kurallar, üçgenleşme, roller, güç, koalisyon, sınırlar, alt sistemlerdir.

Ailenizi bir tablo olarak gözünüzde  canlandırdığınızda bu tabloyu puzzle olarak hayal edin. Puzzle dağıldı, tüm parçaları yere düştü. İşte bu parçalar yukarıda saydıklarım oluyor. Ailenin yapısının analizi.. Bu parçaları tek tek ele alalım mı?

Not: Bu yayınımda çok kıymetli sevgili hocam Prof. Dr. Azize Nilgün CANEL hocamın anlatımlarından, ders notlarından esintiler bulunmaktadır.

Aile Yapısını Anlamak: Kurallar, Roller ve Sınırların Terapötik Analizi Aile DanışmanlığıKURALLAR

Her aile kural yönelimlidir. Aile bir sistemdir. Bir sistem kuralsız bir şekilde işleyemez ve kurallar genelde kendiliğinden oluşur. Bowen’a göre köken ailelerimizin benzer kurallarını kendi ailemize taşırız(aile projeksiyon sistemi). Fakat yapısal ekolle yaklaşacak olursak bu kadar geçmişe bakmayız. Kurallar özellikle stres anlarında oluşur.

Bir aile seansa geldiğinde ilk baktığım hususlardan birisi kural yapılanmasında sorun olup olmadığıdır. Fonksiyonları yerinde olan, işlevsel bir ailede net ve açık kurallar olduğunu gözlemliyorum.  Bu kurallar aile sağlığını, aile bireylerinden birisinin diğeri üzerinde psikolojik üstünlük kurma davranışı gibi olumsuz tutumlardan aileyi koruyorlar. Basit kurallardan bahsediyoruz. “akşam eve 19 dan önce gelmelisin” “bir yere giderken telefonunu alman şart”

Kurallar herkesin yaşına ve ihtiyacına göre yapılanmalı. Fazlaca katı sert uygulanamaz olmamalı. Kuralların başarıyla sürdürülmesi esnekliğe bağlıdır. Bireyler büyüdükçe kuralların esnemesi gerekir. Diğer türlüsü çatışmayla sonlanacaktır. Ailece kendinize şunu sorun: Aile kurallarımız esnek mi? Herkesin yaşına ve ihtiyacına uygun bir şekilde yapılanmış mı?

Diğer önemli husus kurallarınızın yeterli olup olmadığıdır. Ailede kuralları kim koyuyor?

Diğer kritiğimiz, koalisyon. Şimdi biraz bunu açayım.

KOALİSYON

Bir sorun olduğu zaman ailede kim kimin tarafını tutuyor? Yani koalisyon dediğimiz şey bir sorun olduğunda aile üyelerinin birbirlerinin tarafını tutmasıdır. Genellikle seansa gelen ailelerde genelde bir günah keçisi belirlenmiştir (ailenin ergen bireyi gibi). Seansa gelenler genellikle bu günah keçisine karşı koalisyon oluşturmuştur.

Sizler de bu bakımdan şimdi ailenizi sorgulayabilirsiniz: Bir çatışma olduğunda kim kimin tarafını tutuyor?

Koalisyanun en yaygın görüleni ise kuşaklar arası koalisyondur: Ebeveynlerden birinin, diğer ebeveyne karşı, çocukla bir araya gelerek koalisyon kurması. Ülkemizdeki aile yapılarında çok sık görülmekte. Özellikle boşanma sürecinde olan ebeveynlerin çocuğu yanına çekme/koalisyon kurma çabaları çocukta istenmedik psikolojik sonuçlar doğurabilmektedir. Seanslarımda bu koalisyon türüne çok fazla rastlamaktayım. Bunu yapmanın arada kalan çocuğu epey zararı dokunmakta.

Koalisyonda her zaman güç ilişkisi vardır. İki kişinin diğerine karşı güçlenmeye çalışması. Örneğin evdeki kadınların erkeklere karşı koalisyonlaşması. Ekoller arasından stratejik terapi ailenin en büyük sorununun güç ilişkisi olduğunu söyler.

Doğrudan net anlaşılır koalisyonun yanı sıra bir de dolaylı koalisyonlar vardır. Dolaylı koalisyonda, iki aile üyesi üçüncü üyeyi yaşadığı çatışmalardan sorumlu tutar, böylece kendi ilişkilerindeki stresi azaltan bir birliktelik sağlamayı amaçlarlar. Gizil ya da bilinçli, ama daha çok gizildir, aileler bunu aile danışmanlığı seanlarında fark ederler. O böyle davranmasa biz burada olmazdık, sorun o. Seans esnasında sadece “o” “günah keçisi” ile çalışmayız, sistemin tümü ele alınır ve sistemin tümünde bir değişiklik yaratılmaya çalışılır, o psikolojik alanı açarken her birini eşit olarak o alanın içerisine sokmaya çalışırız. Diğer türlüsü aile terapisi değil bireysel terapiye dönüşecektir.

Bu sebeple aile danışmanlığı seansına karar verdik ve gidiyorsak, böyle beklentilerden sıyrılmalıyız. Aile danışmanı güçlü tarafı belirleyecek güçsüz tarafa aileyle koalisyon olup yüklenecek kişi değildir. Veya aile danışmanı bir hakem değildir, haklı veya haksıza karar vermez. Bu konuyu farklı bir yayında ele alacağım.

ÜÇGENLEŞME

Üçgenleşme: Çocukların anne baba kavgalarına katılır hale geldiği sistem sürecidir. Bunu anne-babanın dikkatini dağıtma ve böylece onların kavga etmesini önleme amacıyla yaparlar. Örneğin, anneyle baba arasındaki gerginlik yemek masasında yükselmiş olsun, çocuğun ağlayarak yemeyeceğim demeye başlaması üçgenleşmeye güzel bir örnektir. Veya anne ile baba arasındaki gerginlikler çok arttığında çocuğun ders başarısızlığının ortaya çıkması. Çocukta gerileme görülmesi, çocuğun altını ıslatmaya başlaması, tırnak yemeye saçını yolmaya başlaması(dikkatleri kavgadan kendi üzerine çekmeye çalışıyor ki kavgalar son bulsun)

Bunu en çok anne-baba-çocuk arasında görürüz ama üçgenleşme üç kardeş arasında da olur, hatta gelin-kayınvalide-damat arasında da olabilir. Taraf tutmalar, laf taşımalar şeklinde görülebilir. Bunu ebeveyn de zorlayabilir; “git babana şunu şunu söyle” “babanın yaptıkları yüzünden gidiyorum evden” özellikle boşanma durumunda olur. Ebeveyne yabancılaşma dediğimiz bir sendroma sebep olabilir.

Anne veya babanın çocuklardan birisinin tarafını daha fazla tutması da üçgenleşmedir. Örneğin “Kardeşine karşı biraz sakin ol, sen daha akıllı daha beceriklisin” gibi bir mesaj verme.

Aile Yapısını Anlamak: Kurallar, Roller ve Sınırların Terapötik Analizi Aile Danışmanlığı

ROLLER

Aile terapisi esnasında rol kavramı bir diğer durağımızdır. Rol kelimesinden kastımız anne babalık çocukluk gibi kavramlar. Her aile üyesinin aile içerisinde bir rolü vardır. Aile seansa geldiyse aile içerisinde rolü bozulan birileri olmuş olabilir. Aileyi kuran kadın ve erkeğin iki rolü var; ebeveyn rolü, partner rolü. Bu roller tam olarak işliyor mu?

Çocuklarda da çocuk rolü var diyebiliriz. Bu rollerin tam olarak ve sağlıklı işlemesi gerekiyor. Kimsenin kimsenin rolüne girmemesi gerekiyor. Örneğin anne veya baba, çocuğa bir ebeveynlik rolü yüklüyor olabilir. “sen bu evin ikinci babasısın” gibi. Rolde bir bozulma olmuş oluyor. Bu durum bireyde semptom oluşumuna sebep olabiliyor. Bir ebeveyn örneğin ailenin babası çocuk rolüne gerilemiş olabilir, ergen rolünü almış olabilir.

Adleryan aile terapisi atfedilmiş aile rollerini de inceler. Ailemizin kahramanı, ailemizin fedakarı gibi bir yükleme var mı? Neden bu kişiye böyle bir özellik atfediliyor? Bunu gözlem ve terapi esnasında incelenmeyi içerir.

Bunların tamamı seans esnasında biz terapistler için gözlem aracıdır. Bu gözlemlerle neye müdahale edeceğimizi daha iyi anlamış oluyoruz.

GRUPLAŞMALAR

Burada da bir gruplaşma var. Koalisyondan farklı olarak burada bir çatışma yok. “Alışverişe çıkmayı en çok ablamla yapmayı seviyorum” kısmı bir gruplaşmadır ve sorun değildir.

ALT SİSTEMLER

Alt sistemler, sistemin daha küçük birimini ifade eder. Bir ailenin o kadar çok görevi vardır, o kadar çok şeyin üstesinden gelmesi gerekiyordur ki, hangi rolü kim üstlenecek, ailenin işleyişi açısından bunların yerine oturması gerekiyor.

Çekirdek ailelerde üç alt sistem vardır: Karı-koca alt sistemi, Ebeveyn alt sistemi, kardeşler alt sistemi

Anne-baba alt sistemi birlikte hareket etmelidir. Özellikle ergen çocukları olan ailelerde. Anne baba birlikte karar almalı, kuralları birlikte koymalı uygulamalı ve birbirlerini tamamlamalılar. Örneğin anne, yaşananı örtbas etmemeli, veya gücünü kullanmak için babayı devreye sokup kendisi arka plana çekilmemeli.(bizim toplumumuzda ne kadar sık rastlıyoruz değil mi)

Kardeşler alt sisteminde de eşitlik çok önemlidir. Yaş farkı çok açıldığında kardeşik alt sistemindeki eşitliği sağlamak zorlaşıyor. Kardeş kıskançlığı, ömür boyu güç ilişkisi gibi unsurlar meydana gelebiliyor.

Aile içindeki alt sistemlerin sağlıklı işleyebilmesi için sınırların net olması gerekir. Örneğin, ebeveyn alt sisteminin karı-koca alt sisteminin önüne geçmesi, eşler arasındaki iletişimi zayıflatabilir. Benzer şekilde, kardeşler alt sistemine ebeveynlerin aşırı müdahalesi, çocukların kendi aralarındaki ilişkiyi öğrenme ve çatışma çözme becerilerini engelleyebilir. Bu nedenle, her alt sistemin kendi içinde dengeli ve esnek bir yapıya sahip olması, ailenin bütünlüğünü koruması açısından kritik önem taşır.

Ayrıca, geniş ailelerde alt sistemler daha karmaşık hale gelebilir. Örneğin, büyükanne veya büyükbabanın ebeveyn alt sistemine dahil olması, aile içi hiyerarşiyi bozabilir. Bu durumda, rollerin yeniden tanımlanması ve aile üyelerinin birbirlerinin sınırlarına saygı göstermesi gerekir. Aksi takdirde, çatışmalar artabilir ve ailenin işlevselliği zarar görebilir. Dolayısıyla, sağlıklı bir aile yapısı için alt sistemler arasındaki denge ve uyum, üzerinde özenle durulması gereken bir konudur.

SINIRLAR

Aile danışmanlığı seansına gelen ailedeki gözlem araçlarımızdan birisi de sınırlardır. Aile üyelerinin birbiriyle etkileşimlerinin ve aileye katılım derecesi aile üyeleri ve ailenin alt sistemleri arasındaki sınırlar tarafından belirlenir. Olmasını istediğimiz şey aile üyelerininin belirgin sınırlarının olmasıdır. Belirgin sınırları olan aileler birbirlerinin farklılıklarını kabul eder, birbirine kaygı yüklemesi yapmaz veya psikolojik güç elde etmeye çalışmaz. İçinden geçen her şeyi hiç kokmadan karşıdaki kişiye söylüyor musunuz? Bu belirgin sınırları olan aile ve çiftlerde pozitif yönde işler.

Belirgin sınırlar değil de iç içe geçmiş belirsiz sınırlar varsa birinin egosu diğerini yönetebilir. Veya bir kişi diğerini istediği alanda tutabilir. Kaygı yüklemesi yapar. Onun istediği gibi davranmazsan suçlu olduğun mesajları diğer aile üyesine dikte edilir.

Belirsiz sınırlarda birliktelik olur evet ama bireysellik yoktur. Birliktelik ve bireyselliğin ilişkide dengede olması gerekir. Kaygılı bağlanmaya benzer.

Katı sınırlardaysa aile üyelerinde bireysellik korunmuş durumdadır ama aile üyeleri birbirinden kopuktur, birliktelik yoktur. Kişiler kendine duvar örmüş olabilir. Kaçıngan bağlanmaya benzemektedir.

Bizim işlevsel ailede gözlemlemek istediğimiz ise belirgin sınırlardır. Koalisyonu oluşturanlar genelde belirsiz sınırları olanlardır. Sağlıklı olan belirgin sınırların olmasıdır.

Aile Yapısını Anlamak: Kurallar, Roller ve Sınırların Terapötik Analizi Aile DanışmanlığıGÜÇ

Güç, kısaca aile içerisinde bir şeyleri yaptırma kapasitesidir, hiyerarşi içerir. Seans esnasındaki gözlemlerimizden birisi güç kavramıdır. Seans esnasında şunu sorarız “bu ailede güç kimin elide ve aslında kimin elinde olması gerekir?”

Gücün ebeveyn üzerinden dengeli dağılması gerekir(Munichin). Sistemde güç bakımından anne baba yukarıda çocuklar aşağıda olmalı. Tabi ki karar alırken birlikte karar alınmalı fakat güç çocuğun elinde olmamalı, ebeveyn çocuğun kontrolünde olmamalıdır. Ebeveynin çocuğua teslim olduğu aile yapılarında ebeveynin yetkinliği yoktur.

Güç dengesizliğinin en yaygın görüldüğü durumlardan biri, ebeveynlerden birinin (genellikle annenin) çocuğa karşı sınır koymakta zorlanması ve diğer ebeveyni (babayı) “kötü polis” rolüne itmesidir. Bu durumda, çocuk disiplin gerektiren durumlarda babayı bir tehdit unsuru olarak görürken, anneyi manipüle edebilir. Sonuç olarak, ebeveynler arasında tutarsızlık oluşur ve çocuk, bu zayıf noktayı kullanarak gücü eline geçirebilir. Sağlıklı bir aile sisteminde, anne ve baba ortak bir dil benimsemeli ve çocuğun güç mücadelesine girmesine fırsat vermemelidir.

Ayrıca, güç kavramı yalnızca ebeveyn-çocuk ilişkisiyle sınırlı değildir; kardeşler arasında da güç dinamikleri oluşabilir. Özellikle yaş farkı fazla olan kardeşlerde, büyük olan çocuk ebeveyn rolünü üstlenerek küçük kardeş üzerinde kontrol kurmaya çalışabilir. Bu durum, ebeveynlerin otoritesini zayıflatabilir ve kardeşler arasında sağlıksız bir hiyerarşi yaratabilir. Dolayısıyla, gücün doğru dağılımı yalnızca ebeveynlerin sorumluluğunda değil, aynı zamanda kardeş ilişkilerinin de dengelenmesini gerektirir. Aile danışmanları, bu dinamikleri gözlemleyerek aileye uygun müdahalelerde bulunmalı ve gücün yeniden ebeveynlerin eline geçmesini sağlamalıdır.


Meslektaşlarım için Kısa özet: Terapist olarak aile seansa geldiği zaman bir hipotez oluşturmam gerekiyor, bu hipotez aslında bu ailede ne döndüğünün bir göstergesi olacak. Bunun için aileyle bir gözlem yapıyorum. Bu gözlemi yaparken de çeşitli araçlar kullanıyorum: Alt sistemler, kurallar, koalisyon, güç. Bu ailenin neye benzediğine dair bir sonuç oluşturmama yarıyor.

Yapısal terapide aile odaya geldiği andan itibaren gözlem başlar, hatta ailenin nasıl oturduğu dahi gözlemlenip çıkarımlar yapılır. Sorunu kim anlatıyor, neden o kişi anlatıyor. Bu kişi sorunu anlatırken kim çok ilgisiz davranıyor, kim onu savunuyor? Danışmanın tüm dikkat odağı gözlem üzerindedir.

Milton Ericson: “Aileler seansa geldikleri zaman hep aynı sorun karşısında hep aynı işlevsiz kalıbı kullanırken gelirler.”

Transaksiyon: Başı sonu belli bir senaryo gibi, aile içerisinde aslında hep aynı şeyleri yaptığımızı görürüz. Buna transaksiyonlar deriz. Kim kime ne yaptığında ne oluyor? Transaksiyonlar nasıl işliyor böyle anlarız. Karşılıklı döngüselliğe müdahale ederiz..

Meslektaşlarıma Not: Ben burada kimde nasıl bir değişiklik yaratırsam transaksiyonları bozarım?

Yapısal aile terapisinde şu teknikleri kullanıyoruz:

  • Aile haritası çıkartılır
  • Yeniden canlandırma yaptırılır ve terapist bu aşamada müdehalelerle düzenleme yapar
  • Yeniden çerçeveleme

Yeniden canlandırma önce olduğu gibi yaptırılır. sonra gerekirse kişilerin yeri değiştirilir ve tekrar canlandırma yaptırılır. burada şu yönerge verilir: Bu sefer neye ihtiyacınız var onu konuşun..

Devamında bir ödev verilir. Ödevin işleyip işlememesi değiş uygulamadaki deneyimler önemlidir.


Ailelere Öneriler ve Son Sözler

Aile içindeki dinamiklerin farkında olmak, ilişkilerinizi daha sağlıklı hale getirmenin ilk adımıdır. Kurallarınızın esnek ve adil olduğundan, rollerin net ve dengeli dağıldığından, gücün ebeveynlerin elinde olduğundan emin olun. Koalisyonlar ve üçgenleşmeler, aile içinde görünmez yaralar açabilir—çocuklarınızı çatışmalarınızın tarafı haline getirmeyin. Sınırlarınız belirgin olsun; hem bireyselliğinize hem de birlikteliğinize alan açın. Unutmayın, sağlıklı bir aile, parçaların uyum içinde çalıştığı bir sistemdir.

Eğer ailenizde tekrarlayan çatışmalar, iletişimsizlik veya belirsiz güç dengeleri varsa, bir aile danışmanından destek almak iyi bir başlangıç olabilir. Terapi, aile üyelerinin birbirini daha iyi anlamasına, yapıcı çözümler üretmesine ve ilişkileri yeniden inşa etmesine yardımcı olur. En önemlisi, ailenizdeki her bireyin kendini güvende, değerli ve sevildiğini hissettiği bir ortam yaratmaya çalışın. Çünkü gerçek mutluluk, birbirinizin yükünü paylaşırken bile birbirinize nefes alacak alan bırakmaktan geçer.

Sevgi ve saygıyla… 💙

Fırat YALÇIN
Psikolojik Danışman
Aile Danışmanı

2014'den bu yana sahada etkin çalışan bir Psikolojik Danışmanın. Bireyle psikolojik danışma, aile danışmanlığı ve ergen psikolojik danışmanlığı yapıyorum. İstanbul anadolu yakasında danışan kabul etmekteyim. Bilgi ve randevu için bana mail gönderebilir veya telegramdan yazabilirsiniz.

Yorum gönder